Sıgara, İslam, Haram ve M. Emin Hoca

Of'lu Mehmet Emin Hoca Efendi Fatih camiinde ilim irşad vazifesini yaparken Tütün içenlere karşı verdiği mücadele takdire şayandır

Sıgara, İslam, Haram ve M. Emin Hoca
01 Ekim 2020 - 11:51
Gümüzde "Dumansız Hava Sahası" adı altında başlatılan Tütün ve mamüllerinin yasaklanmasında ilk mücadele veren kişi Of'lu Mehmet Emin Hoca efendi olmuştu.

Fatih camii ve Medreselerinde hocalık yapan Mehmet Emin Hoca efendi Tütünün insan sağlığına büyük zarar verdiğini, Bu nedenle haram olduğunu, Bırakırken Töve İstiğfar edilmesi, Keffaret ödenmesi gerektiğini söylediği bir risale yazınca Devrin Tütün baronları tarafından şikayet edilmiş, Kütahya'ya sürgün edilmiş, Risaleyi basan matbaa kapatılmış Para cezası verilmişti.

 

Bu olayları öğrendiğimde Osmanlının neden yıkıldığına dair sebeplerin başında RANT odaklarının devletin üzerindeki tesirlerinin oldukça etkili olduğunu anladım, Hazinenin talan edilmesi, Galata bankerlerine ülkenin tapusunu verecek kadar karşılıksız borçlandırıldığımızın sebeplerini anlamış oldum (O Dönem resmi vergileri Galata bankerleri topluyordu)

 

Trabzonlu tarihçi ve Türk Tarih Kurumu eski Başkanı kıymetli Prof. Dr. Ali Birinci hocanın 2001 yılında çıkan “Tarih Yolunda” adlı kitabını okurken bir makalesi dikkatimi çekmişti.

 

Makale, tütünün reddini konu alan bir risaleden (küçük kitap) bahsediyordu. 

Risalenin yazarı ise, Trabzonlu din adamı Hoca Mehmed Emin Efendi’ydi. 

Kitabı keyifle okumuştum. Fakat, aradan yıllar geçtikten sonra bu makaleyi bana hatırlatacak bir önemli adım atıldı. 

19 Temmuz 2009 tarihinden itibaren, ikamete mahsus konutlar haricinde kamu ve özel tüm binaların kapalı alanlarında, toplu taşıma araçlarında sigara içilemez ve diğer tüm tütün ürünleri kullanılamaz denildi ve hatta bu karar yasalaştı. 

Yapılan işin sloganı ise “Havanı Koru/Dumansız Hava Sahası” oldu. 

Çıkarılan kanunla pekçok insan sigarayı bıraktı/bırakmak zorunda kaldı. 

İşyerleri, kapalı diğer alanlar ve toplu taşıma araçları insana yakışır sağlıklı bir ortama kavuştu. 

Hatta, sigarasız ortama geçiş kolay oldu, genel kabul gördü. 

2009 yılında tütüne karşı alınan bu radikal karara ve kararın bu kadar kolay kabulüne rağmen, 19. yüzyılda bu coğrafyada tütünü kaldırmayı bırakın, tütün aleyhine tavır almak bile kolay değildi. 

Hatta, tütün aleyhinde konuşmak, yazmak bile tecrit ve sürgün sebebi olmuştu. 

Tütün hakkında yazılanlar ise yasaklanmıştı. 

Günümüzde tütünün zararlı etkilerini kısıtlayan adımlar göz önüne alındığında, tütünün olumsuzlukları hakkında yazdığı bir risale nedeniyle 19. yüzyılda sürgün edilen Trabzonlu Hoca Mehmed Emin Efendi’yi hatırlamak gerektiğini düşünüyorum. 

Ağırlıklı olarak, Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Ali Birinci hocamızın yazdığı makaleden hareketle, öncelikle Hoca Mehmed Emin Efendi’nin kim olduğuna bakalım.

 

Hoca Mehmed Emin Efendi Kimdir?

Ünlü bir toplumsal hareket olan Kadızadelilerin 19. asırdaki bir temsilcisi sayılabilecek olan Oflu Hoca Mehmed Emin hakkında bilinenler, onun dikkate değer bir şahsiyet olduğunu göstermeye yeterlidir. 

Kitaplarındaki künyesi Mehmed Emin Efendi bin Hasan el-Ofi’dir. 1815’te Of ilçesinde doğdu. 1838’de İstanbul’a geldi. Kendi ifadesine göre, kırkların yedincisi Saçlı el-Hacı Mehmed Efendi’den ders aldı (1854). 

Ölümüne kadar İstanbul Fatih Camii’nde Cuma günleri namazdan sonra vaazlarda bulundu. 

Geçimini süt ve yoğurt satarak temin eden Mehmed Emin Efendi, 1904 yılında vefat etti ve Fatih camii haziresine defnolundu.

Hoca Mehmed Emin, Kadızadeliler grubundandı. 

Kadızâdeliler hareketi adını, IV. Murad döneminin vaizlerinden Kadızâde Mehmed Efendi’den (ö. 1635) almıştı. 

Kadızâdeliler’in anıtfikrî seviyedeki lideri, İbn Teymiyye mektebinden etkilenen Birgivî Mehmed Efendi’ydi. Bu hareket kendisine İmam Birgivî’nin (ö. 1573) “Târikat’i Muhammediye” adlı eserini kendisine esas almıştı. 

“Kadızâde Mehmed Efendi ve onun takipçileri, Hz. Peygamber döneminden sonra ortaya çıkan birtakım âdet ve uygulamaları bid’at olarak nitelemiş ve şiddetle reddetmişti. 

Dolayısıyla Kadızâdeliler hareketinin amacı, İslâm’ı Kur’ân-ı Kerîm ve Resûl-i Ekrem’in sünneti dışındaki bid’at sayılan unsurlardan arındırmak ve bu anlayışı devletin bütün kademelerine yaymak olarak nitelendirilebilir. 

Mehmed Emin Efendi, Nakşibendiliğin İstanbul’daki çok hususi bir tezahürü olan ve Fatih sofuları adı verilen cemaatin müessisi idi. 

Bu cemaatin, Mehmed Emin Efendi zamanında mensupları çok değildi ve pek gizli ve kapalı bir halde idiler. 

Fes yerine beyaz ince dikişli takke giyerler, beyaz ve gayri muntazam sarık sararlar; sakallarını uzatır, bıyıkların dibinden denilecek kadar kısa keserler; çoğunlukla gül yağı sürünürler, gözlerine sürme çekerler, cübbeleri beyaz ve gayet geniştir, şalvar giyerlerdi. 

Kırmızı veya siyah yemeni ve siyah mest kullanırlar, kendilerinden olmayanlarla alışveriş etmezler. 

Yolda, islami kılığı olmayana selam vermezler. 

Hele fesli, kravatlı, kolalı gömlekli şahısları gördükleri zaman, başlarını aksi yöne çevirip, bakmazlar ve kazaen bu gibiler kendilerine selam verecek olsalar "Ve aleyke derlerdi..  

Mekanları, Fatih Camii ve çevresiydi. Namazda, olanca kuvvetleriyle tadil-i erkana riayetle eda-yı salata son derece düşkün olurlardı. Kendi cemaatleri haricinden kız almazlar, devlet hizmetine girmezlerdi. Yabancı dil öğrenmek yasaktı. İmam-ı Rabbani’ye bağlıydılar, İmam-ı Birgivi’nin Tarikat-ı Muhammediye’si onların önderiydi”.

 

Hoca Mehmed Emin Efendi Ve Tütün

“Hoca Mehmed Emin Efendi’nin cemaatinin karşı oldukları şeylerin en başında gelenlerinden biri de tütün (duhan) içmekti. 

Tiryakilerin bu cemaat içinde yeri olamazdı. Bundan dolayı 19. asırda tütüne karşı yazılmış en önemli ve olaylı reddiye, bu cemaatin kurucusunun kaleminden çıkmıştı. 

Mehmed  Emin Efendi’nin tütün aleyhinde 1867’de yazdığı risalenin adı, “Duhan Hakkında Mürşidü’l-ihvan Risalesi”dir. 

Üç bölümden oluşan bu risalenin ilk bölümü, Duhanın afet ve zarar ve belalarını, ikinci bölümü Duhanın afet ve zarar ve belalarını, üçüncü bölümü ise Duhanın içmesini, tevbe edip terk edenlere faide ve menfaatleri oluşturmuştu. 

Hoca Mehmed Emin Efendi, risalesinde bir taraftan tütünün sağlığa zararlarını sıralarken, bir taraftan da tütüne inanç boyutuyla karşı çıkıyor ve hatta tütünün bırakılmasını inanç dairesindeki tevbe kavramıyla açıklıyordu”. 

Yani tütün içmek, günahtı.

Tütüne Karşı Çıkmanın Ödettiği Bedel

“Tütün hakkında amansız yorumlarla dolu olan ve içenlere nerede ise insan hakkı tanımayan bu risale  üzerine Maarif Nezareti, 30 Ocak 1867 günü Zaptiye Müşiriyeti’nden risale hakkında bir inceleme yapılması gerektiğini istemişti. 

Yapılan incelemeden sonra tütün aleyhindeki risalenin Türkçe ve Arapça nüshalarından ve diğer kitaplarından 1000 kadarına Zaptiye Nezareti el koydu ve risale yasaklandı. 

Risale, yüz para fiyatla satılmıştı. Sonunda Mehmed Emin Efendi, Ceza Kanunnamesi’nin 138. maddesi gereğince iki yıllığına Kütahya’ya sürgün edildi. 

Risaleyi basan Bosnevi Ali Efendi’ye ise, on mecidiye altını ceza verildi ve matbaası bir ay süreliğine kapatıldı”. 

Tabi tüm bu olanlar, çok yüksek ihtimalle, Osmanlı ülkesindeki tütün rantını elde tutanların devlet kurumları üzerindeki etki ve baskıları sonucunda meydana gelmişti. 

Tütün ticaretin getirdiği kâr, bu kârdan beslenenleri, tütüne karşı çıkanlara karşı her türlü tedbiri almaya yönlendirmişti. 

Dönem ise, Osmanlı’nın Avrupa’ya seyahata çıkan ilk padişahı Abdülaziz’in dönemiydi. 

İnceleme yapılmasını isteyen kurum da ilginçtir ki, Maarif Nezareti’dir yani dönemin Milli Eğitim Bakanlığıdır (!).

Trabzon’da Hâl (Durum)

Hoca Mehmed Emin Efendi’nin tütüne karşı verdiği çabasından sonra, bir de şimdiki Trabzon’a bakalım… 

Bakalım ve feci tabloyu görelim… 

Kasım 1996-Haziran 1997 tarihleri arasında Trabzon İl Merkezi’nde yapılan bir anket çalışmasına katılan 572 doktor (411’i erkek, 161’i kadın) arasında erkeklerde sigara içme sıklığı %54.3, kadınlar arasında ise %32.3 olarak tespit edildi……. 

Trabzon il merkezinde 1988’de yapılan araştırmada erkeklerin %62’sinin, kadınların %32’sinin sigara içtiği saptandı…… 

1998’de yapılan bir araştırmada Trabzon merkezde erkeklerin 59.1’i, kadınların 24.9’u sigara içiyor…… 

2007’li yıllarda Trabzon’da gebelerin sigara içme oranı %16….. 

2009 yılında Trabzon’daki 34 lisede öğrencilerde yapılan bir çalışmada, öğrencilerin %10,4’ünün düzenli sigara içtiği saptandı… 

2010 yılında yapılan ve Trabzon, Giresun, Rize, Artvin ve Gümüşhane merkez ve ilçelerinden toplam 6 bin 103 kişinin katılımıyla gerçekleştirildiğini bir araştırmada, erkekler arasında sigara içme sıklığı yüzde 53.2, kadınlar arasında ise yüzde 20.4 olarak tespit edildi….. 

Trabzon’da 2011 yılında kapalı alanlarda sigara içme yasağını delen 9 işletmeye toplam 9 bin TL para cezası verildi….. 

2013 Mart ayında yapılan bir araştırmaya göre, akciğer kanserine erkeklerde yakalanma sıklığı Trabzon’da 51.8, kadınlarda akciğer kanserine yakalanma sıklığı ise Trabzon’da 4.2….. 

Emniyet ve jandarmanın kaçak sigara ve kenevir operasyonlarının Trabzon’da ardı arkası kesilmiyor……

Sonuç / Önem

Trabzonlu  Mehmed Emin Efendi, ister inançlarından ister başka sebepten olsun, tütüne karşı yakın tarihimizde en sert şekilde karşı çıkan ilk isimdir. Tütünün zararlarına karşı sesini yükselten bu cesur Trabzonlunun karşı duruşu, bu zararları yüksek ürün karşısında dik duran günümüzün dumansız hava dostlarına tarihten destek vermektedir. Üstte yer alan “Trabzon’da Durum” başlığı altındaki vahim tabloyu görmek de, Dumansız Hava Sahası’nın temellerini ortaya atan ilk kişinin bir Trabzonlu olmasıyla ilgili bu ciddi bahsi daha da anlamlı hale getirmektedir.

 

Kaynaklar:

Ali Birinci, Tarih Yolunda, İstanbul 2001, s. 262-267

Gamze Çan-Tevfik Özlü, “Trabzon İl Merkezinde Sigara İçme Sıklığı”, OMÜ Tıp Dergisi, 16 (3), 1999, s. 200-203.

Mehmet Akif Bal, Osmanlıdan Günümüze Trabzonlu Simalar ve Aileler, İstanbul 2009.

 FOTOGRAF: Hoca Mehmed Emin Efendi’nin Mezar Kitabesi

 

--------------------------------------------

KONU HAKKINDA DİĞER BİR ARAŞTIRMA

Osmanlı döneminin son döneminin yetiştirdiği en büyük din alimlerindendir. Fatih Camisinin vaizlerinden olup Necat-ül Mü'minin (Müminlerin Kurtuluşu) adlı eserin müellifi idi.

Ayrıca başka risaleleri de vardır. 1319 H. (1901) tarihinde vefat etmiş olup mezarı Fatih Camisi’nde Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin tam karşısındadır. 

Mezartaşı künyesinde adı Muhammed Emin bin Hasan bin Hüseyin el- Of’î olarak geçtiğine göre babasının adı Hasan, dedesinin adı Hüseyin’dir.

 

“1815 yılında Of’ta doğdu.1838 yılında İstanbul’a geldi. Kendi iafedsine göre kırkların yedincisi Saçlı el- Hacı Mehmet Efendi’den ders aldı (1854) . Ölümüe kadar İstanbul Fatih Camiinde vaazda bulundu. …

Celali kabil kimseydi. Mehmet Emin Efendi, Nakşibendiliğin İstanbul’da çok hususi bir tezahürü olan ve Fatih Sofuları adı verilen cemaatin müessisi idi. … 

kendi cemaatleri haricinde kız almazlar, devlet hizmetine girmezlerdi. İmam-ı Rabbani’ye bağlıydılar. İmam-ı Birgivi’nin Tarikat-ı Muhammediye’si onların önderiydi. Karşı oldukları şeylerin en başında gelenlerinden biri de tütün (duhan) içmekti. Tiryakilerin bu cemaatte yeri olmazdı. Bundan dolayı bu asırda tütüne karşı yazılmış en önemli ve olaylı reddiye ,bu cemaatin kurucusunun kaleminden çıkmıştı.” 

 

Necatül Mü’minin adlı kitabı günümüzde birçok din adamı tarafından tercüme edilmiş olmasına rağmen en geniş kapsamlısı ve doğrusu değerli hocam ve liseden öğretmenim Ömer Dönmez tarafından yapılan Müminlerin Kurtuşu ( Necatül Mü’minin) adlı kitaptır. 

 

Ahiret Hediyesi adlı risalesinin arkasında Fatih Tabhane medresede Hacı Emin Efendi’nin odası ibaresi olduğuna göre yeri oradaydı.

 

Yazdığı kitaplar arasında tespit edilebilenler aşağıdadır:

1- İman-i ve Ehl-i sünnet Mezhebini beyan eden İman risalesi

2- Namaz ve Oruç hakkında Necatül Müminin (Müminlerin Kurtuluşu) 

3- Hz. Resulü Ekrem S.A.V. kavlini (sözünü) ve şanını beyan eden Şifa’ül Müminin Risalesi

4- Ahirete gider iken lazım olacak hediye ve imanın şubelerini beyan eden Ahiret Hediyesi Risalesi 

5- Dünyada Sıddıklar ile olmayı ve nişanı beyan eder Sıddıklar Risalesi 

6- İnsani ve insan kemal bulmak tarikini ve usulunu beyan eder Vezayifi İnsan (İnsan Vazifeleri)Risalesi 

7- Tarikatın hulasasını beyan eder Nesaihi İhvan (Kardeşlere Nasihat) Risalesi

8- Dadili erkanı (namazı) beyan eder Müladdili Salat (Namazda Her Şeyi Yerli Yerinde Yapmak)

9- El fazı kufur (Küfür sözler), Hıfzı İman (İmanı Muhafaza) Risalesi

10- Tövbeyi ve Namazı ve sair kazaları ve vaziyeti beyan eder Mağrifet Vaziyet (Af olma ve Vaziyet Etme) Risalesi

11- Hatunlar ve erkeklerin birbirinden sakınmak talikini (yollarını) beyan eder Hıfziye Risalesi

12- Hatunların hayız ve nifazlarını ve hükümlerini beyan eder (Kadın Halleri) İddet Risalesi

13- Cihatta Şer’an lazım olan ahkâmı beyan eder Cihat Risalesi

14- Duhan (Duman, sigara) fenalığından ve afatlarından bahseder Mürşid’ül İhvan (Kardeşlerimizi İrşad Etmek) risalesi vardır.

1991 yılında yayınlanan Dergâh Dergisi’ndeki bir makaleye göre Oflu Hoca Mehmet Efendi’nin 19. asırda bir kadızade olduğu ve Duhan reddiyesi adlı bir kitabının yasaklandığını kaydeder. 

Yukarıdaki eserlerin hepsi Osmanlıca harfli Türkçe eserler olup Mehmet Emin El Ofî ayrıca üç adet Arapça eser vermiştir. Bunlar;

 

1-Mev’izeye dair Meclisi İrşadiyesi (Vaizlere Dair irşad Meclisleri)

2- Talikat-ı Nefise ve Cevheriye

3- Sureyi Fetih (Fetih Suresi) Tefsiri 

Mehmet Emin El Ofî’nin 1318 H. Yılında ileriki baskılarını yaptığı Necat’ül Miminin risalesi arkasındaki yazdığı not şöyledir. Diyor ki: 13 adet Türkçe risalelerimi okuyup amel edeler. Özellikle bu risalemi ve İman Risalemi okuyalar. Zira bu risale Hz. Allahu Teala’yı ve İman Risalem imanı beyan eder ( anlatır). İptida insana (Bilgili olmayan insan) bilmesi fazr olan bunlardır. Gaflet olunmaya ve bu fakir ve her yönden Allah’a muhtaç olan Muhammed Emin İbni Hasan (Hasan oğlu Muhammed Emin) duayı hayırlar ile yadı zikretmelerini ziyade eder. Hepinizi Allah’a emanet ederim. 

Yapılan alan çalışmalarında Mehmet Emin El Of’i’nin Of Mapsino’dan olduğu ve torunun torunu Fatih Atasoy olduğu hakkında bilgiler var. Ecnebileri Müslüman yapmakla meşhur biri imiş.

YORUMLAR

  • 0 Yorum